12 Şubat 2014 Çarşamba

Kederlenmeler

 I

biraz alkol
biraz nikotin
çokça  düş kırıklığı getirdim sana
yarım bıraktığım ne varsa yüklendim geldim
kızma bana…

yalnızlık yanı başımda uzanır boylu boyunca
                           yüzünde kalabalık yanımın maskesi
sırıtır en alaycı yanınca
baş ucumda bakmaya korktuğum bir resim
yüzüm dönmez o yana
             korkarım
                  ağlamaklı olurum
                         yakışmaz adama

 II

ansızın oğlum gelir aklıma
okyanusun dibinde
 paslı bir kargo uçağı olur bedenim
tüm yüküyle bakar üzerindeki tonlarca suya
bir palyaço balığı dolanır pervaneme
bir yüzgeci kısa
geveze bir kaplumbağa
                haber götürür benden
oğlum bekler karşı kıyıda

III

kendimi görürüm birden
                         iki ateş arasında
“cehennem” der  tanrı
şeytan çıkıverir elinde cennetle
yüreğimi bağışlarım bir posta güvercinine
uçururum  adressizce
küfredip en büyük yalana
nanik çekerim  Süleyman’ın cinine
tekrar dikerim tüm putları
putlaşmış tanrının önüne
kimse anlamaz ne demek istediğimi
Allahsıza çıkar adım
sanır mısın ki umursarım

IV

sen…
şimdi terk ettiğim şehirde
tedirginlikle uyuyan kadın
bilir misin içimde büyüyen korkuları sana dair
bir zerre hüznün damlasa içime
yüreğimi delmeden
                düşer mi sanırsın yere
her gece ruhum
          gelir dikilir baş ucuna
öylece izler
               dokunamadan 

İikiye bölünmüş bu parça parça yürek
 uyur mu sanırsın
                 sen uyumadan

V

bir alev topuyum her şafak  şehrinin ufkunda
göğünü  ısıtır
soğuturum yüreğimi
ulaşmaz elim ne sana
          ne oğluma
böyle güçlü durduğuma bakma
böyle umursamaz olduğuma
bir tanrı yalnızlığında büyütürüm özlemimi
evren soğukluğunda titrerim
üşür sana yazdığım her dize
kafiyeler donar
çatlar dudakları hasretimin
hangi yanıma dönsem boş kalır öbür yanım
celladım bekler pusuda
böyle güçlü durduğuma bakma
böyle umursamaz olduğuma….


Ekim/2013 Adana

 

 

        

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder