2 Mayıs 2009 Cumartesi

Bal Sarısı




Pink Martini/Lilly


Sen, kullanılıp atılmış kadınların bakire günahı, bal sarısı gözlerinde yazılmıştı puştluğun oyunu. Sen, korkulu sevişmelerin sabah pişmanlığı, ter ve parfüm kokan bir düşten uyandırmıştın bu adamı. Ağlarken sevişmeyi öğretmiştin, öpüşürken ağlamayı. Terine karışan gözyaşını, dudaklarımla silmeyi öğretmiştin boynunun kıvrımlarından. Komünist marşlar söylerdim ben, başımda tek yıldızlı bir bere, hep aynı yerde seni beklerdim. Sense Pink Martini dinlerdin, ayağında yırtık bir converse’le. Ne ortak paydamız vardı, ne de bu hayattan çıkaracak bir payımız. Koskoca bir adam eskisiydim ben, geride bir oğul bırakmış, korkak bir koca müsvettesi. Sense yenik çıkmıştın yola daha en başından. Ellerinde eski bir sevdanın deprem ertesi. Günahım boynuna asılabilir miydi? Söyle, taşıyabilir miydin, ben seni büyütebilir miydim? Allı duvaklı gelin edebilir miydim seni, o kadar temiz miydim?

Yırtık birer aşktan arta kalmıştık ikimiz de. Sen, gerçekler dünyasının mantık fahişesi, ben yalanlar sokağının düş pezevengi. Nasılsa bulmuştuk birbirimizi. Aynı oyunun iki ayrı sahnesiydik, aynı sahnenin iki oyuncusu sandığımız biz. Ve aynı açmaza çıkıyordu bende bütün replikler. Tarihin tekerrürü idi benim için her şey. senin içinse hepimiz aynıydık, biz bütün erkekler.

Kutsal Devrim Seçinti

Mayıs 2009 Ankara

1 yorum:

  1. Çok etkileyici olmuş.Müzikle birlikte okurken gözümden film şeridi geçti sanki.Lilly comes when you stop to call her.. :) Teşekkürler paylaştığınız için.Yolunuzun benim sayfama da düşmesi dilekleriyle :)

    YanıtlaSil