6 Mart 2010 Cumartesi

aşk ölüsü


soru sormak
aşkı öldürür
ve ölü bir aşk
sahibini de öldürür
acısı kurur dudaklarında
öldüğü an yüzünde kurur
doğal bir mumya gibi
kalır kendi gerçekliğinde
ne kendini taşır bundan böyle
ne öldürdüğü bedende can bulur
soru sormak aşkı öldürür
ve ölü bir aşk
aşığını da öldürür

sormayacağım bundan böyle
seni bir hançer gibi kabulleneceğim
sarılıp en keskin
en acıtan yanına
üşüyeceğim

sormayacağım bundan böyle
seni bir kurşun gibi kabulleneceğim
uzatıp başımı geçtiğin yollara
beynime saplanmanı özleyeceğim

soru sormak aşkı öldürür
ne seni
ne acını öldüreceğim

koyu nikotin intiharı
iç anadolu’da elimde kalan
bozkırda zifiri bir milyon bir sigara
göğsümde söndürdüğün
soru sormak aşkı öldürür
ama artık
en sorgusuz aşktır
bu bende gördüğün


kutsal devrim seçinti

mart 2010/ankara

3 yorum:

  1. çok güzel duygu yüklü dizelerinizi bir kez daha okudum ve dedimki aşkta sorgulama yoktur aşkta yaşamak sorgusuz sualsiz yaşamak vardır..sevgi ve dostlukla..

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel yazmışsınız. Aşk artık o kadar çok şekle sokuluyor ve öyle acaip şeylere Aşk deniliyorki.. Aşkda saygı sevgi ve tutkulu bir bağlılık olmalı en başta..karşılıklı.

    YanıtlaSil
  3. bilge; ben hep sorguladım aşkı ve hep yordum onu ama artık sorgulamayan bir aşkı deniyorum.
    Onuncu Köyün Adamı; aşk benim için kimyasal bir reaksiyondur. Ve her reaksiyon gibi hızlı ve yavaş evreleri vardır ki nihayetinde biter. Sorgulamak, işte bu bitişi hızlandırıyor bence, sorgulanmayan aşk, daha uzun soluklu mu oluyor yoksa.

    YanıtlaSil